HESEKÊ- Osmanlı imparatorluğu tarafından 1915-1917 yıllarında soykırıma uğrayan Ermeni halkının torunları Dêsîl ve Ardak;bugün tarihlerini ve varlıklarını savunma gayretleriyle işgalcilere güçlü bir cevap oluyorlar.
Tüm Ortadoğu halkları gibi Ermeniler de 1915-1917 yıllarında Osmanlı imparatorluğu tarafından Kuzey Kürdistan (Hekarî) ve Irak’ta (Nînwa) pek çok defa saldırılara, soykırıma, kaçırılmalara ve katliamlara maruz kalmıştır.
Soykırımdan kurtulabilen Ermeniler de özellikle pek çok Kuzey ve Doğu Suriye şehirleri olmak üzere Suriye’ye yerleştiler. Ermeni torunları bugün kendilerini örgütlüyor.
Ermeni soykırımının 104. yılında yani iki yıldır kurulan Şehit Nubar Ozanyan Taburu Serêkaniye ve Til Temir cephelerinde de yer almıştı. Serêkaniye ilçesinden Ermeni asıllı bir kız, erkek kardeşi ile birlikte taburda yerlerini alıyorlar.
Dêsîl Hovîkyan ve Ardak Hovîkyan bu konuya ilişkin yürüyüşlerinden ve amaçlarından bahsettiler.
Dêsîl: “Dedem soykırımdan kurtulduğu zaman 12 yaşındaymış. Suriye’ye geldikten sonra Kürt bir ailenin yanına yerleşiyor. Kürtçe ve Arapça öğreniyor. Ermeni olduğunu ve soykırımdan kurtulduğu zamanı anlatıyordu.
Eğer dedemiz Ermeni olduğunu söylemeseydi, biz kökümüzü ve aslımızı bilemeyecektik. Sonra evlenip, çocuk ve torunları olduğu zaman başından geçen olayları ve soykırımı anlatıyor ve biz o zaman kim olduğumuzu, Osmanlı’nın neden bizi katletmek istediğini kavradık. Dedemin bütün ailesi katledilmiş ve o tek sağ olarak kurtulmuş.” böyle sözlerine başladı.
‘Kadını savaş ganimeti yaptılar’
Dêsîl, Osmanlı’nın Ermeni kadınlara yönelik vahşetini hatırlattı ve şöyle söyledi:
“Meydana gelen savaşın ilk hedefinde kadını tutarlar. Kadını savaş ganimeti yaparlar ve onun üzerinden ulusların tarih ve varlıklarını yok ederler.
En çok katledilen ve tecavüze uğrayan Ermeni kadınlardı. Osmanlılar bir taraftan da erkeği katledip kadını kendilerine götürürlerdi. Hamile kadınlar sağken karınlarını kesip çocukları çıkartırlardı. Amaç ise Ermeni halkını nüfusunu azaltmaktı.”
‘Bugün Şehit Nubar’ınhayali gerçek oluyor’
Şehit Nubar OzanyanTabur’unda varlıklarını ilan etmeyi beklediklerini söyleyen Dêsîl;
“Ermeni halkının bir geçmişi var ve bundan dolayı 2018 yılına kadar Ermeni gençlerinin adı ile hiç bir tabur yoktu. Ama sonra kurulan Tabur ile birlikte Ermeni kadın ve gençleri kendilerini örgütleyerek daha fazla eğittiler ve varlıklarını ispatladılar. Bugün Ermeni kadın ve gençlerinden kurulan bir tabur ile Şehit Nubar’’ın hayali gerçekleştirildi.” sözleri ile devam etti.
‘Ermeniler Serêkaniye’den kaçmadı’
Türk devletinin Serêkaniye’ye saldırılarının düzensiz olarak ilerlediğini belirten Dêsîl:
“Serêkaniye Ermenileri şiddet ve zorla göç ettirildi. Türk devletinin amacı Serêkaniye topraklarından Ermeni, Kürt, Arap, Çeçen ve Süryani halklarının köklerini silmekti. Dünyanın neresinde Ermeni varsa Türk devleti onları saldırılarının hedefine almaktadır.”sözlerine ek olarak Dêsîl,Türk devletine ve Ermeni kadınlara da: “Türk devleti bilmeli ki biz varız, eskiden daha güçlü ve örgütlü olarak kendimizi geliştiriyoruz. Ermeni kadınlar soykırım tarihini unutmamalıdır.” sözleriyle bir mesaj gönderdi.
‘Sadece kız kardeşim değil, yoldaşımdır’
Dêsîl’in erkek kardeşi Ardak’ta kız kardeşiyle yoldaşlığını:
“ Kız kardeşimi yanımda gördüğüm zaman çok güzel ve farklı bir duygu hissediyorum. Biz evde kardeş ve taburda yoldaşız.
Biz her zaman birlikte eğitim görüyor, örgütlenme ve askeri işlerimizi yapıyoruz. Biz aynı yolda yürüyoruz ve amacımız da birdir. Sadece kız kardeşim değil, yoldaşımdır. Biz birlikte bu topraklarının asıl sahibi olan halkların tarihlerini savunacağız.” sözleriyle dile getirdi.
**
Söyleşinin Kürtçesi şöyle:
‘Du xwîşk û bira bi hev re dîroka Ermeniyan diparêzin’