Gazeteci-yazar Serdar Korucu’nun, Cumartesi İnsanları ve kaybettikleri yakınlarını ele aldığı “Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’nda 1000 Hafta” adlı kitabı, 2024 yılının Mayıs ayında Doğan Kitap’tan yayımlandı. Kitabın hikayesi, İHD İstanbul Şubesi’nde, Besna Tosun’un moderatörlüğünde düzenlenen bir söyleşide ele alındı.
Serdar Korucu, kitabın çıkış noktasını şu sözlerle ifade etti: “Tarihe bir kayıt bırakmak çok önemli. Bu kitap, bir arşiv işlevi görüyor. Özellikle Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin fotoğraflarına yer vermek, kayıpları somutlaştırmak açısından değerli. Devlet, şiddet uyguladıklarının hafızasını da silmek ister. Tanıklıkları ve yaşananları hatırlatmak bu nedenle büyük önem taşıyor. Örneğin, Hanife annenin elinden, kayıp yakını fotoğrafını alıp yırtan bir polis memurunu hiç unutmuyorum. Bu kitapla, buna da bir tepki vermiş olduk; artık bu fotoğraflar her yerde.”
‘Kayıpların insan yönü’
Kayıp yakını Besna Tosun, kitabın yazım sürecinin kendisi için hem öğretici hem de duygusal olduğunu belirtti:
“Babamın nasıl kaybedildiğini hep konuşmuştuk. Ama kim olduğunu, neleri sevdiğini öğrenmek bu süreçte benim için iyi gelen bir deneyimdi. Daha önce hiç duymadığım şeyleri öğrendim. Bu kitap, neden hesap sorduğumuzu anlatmak için yazıldı.”
Tosun’un, kitabın zorluğu üzerine “Saçlarının beyazladığını bile fark ettim. Seni en çok ne zorladı?” sorusuna Korucu, “Gazeteciler olarak, bazen kendi zorluklarımızı çokça anlatırız ama yaşadıklarını aktardığımız kişiler hala o zorlukların içinde. Ben sadece uzayan yasların hikayelerini topladım. Geçmişe dönmek, dolapları açmak çok ağır. Konuştukça travmayı tetiklemekten hep korktum. Hukuki süreci ya da kayıp günlerini anlatmak daha kolay olabilir; ancak daha derine indikçe, daha özele girdikçe süreç ağırlaşıyor. Kayıplarını anlatan insanlar için bile kitap için konuşmak çok zor bir süreçti” yanıtını verdi.
‘Sansür endişesi’
Korucu, yayınevi sürecine de değinerek Türkiye’de siyasi kitap yayımlamanın risklerine vurgu yaptı:
“Kitabı yayınevine teslim ederken sansürden korkuyordum. Bazen bir şeyi görmezden gelmek de sansür sayılır. Ancak biz anlatılan her şeyi yazdık ve olduğu gibi yayımlandı.”
Söyleşiye katılan Cumartesi Anneleri’nden İkbal Eren, Korucu’yu kutlayarak şu ifadeleri kullandı:
“Meydana kalıcı bir karanfil bıraktığın için teşekkür ederiz.”
Eren’in sözleri sonrası, faillerin korunmasına değinen Korucu, “En karanlık olan şey, faillerin asla ortaya çıkmaması. Bu durum, onların bizimle birlikte yaşamaya devam etmesi anlamına geliyor” dedi.
Hatırlamak ve kayıt altına almak
Korucu son olarak, “Asıl trajedi, hatırlanmadıkları zaman başlar. Bu yüzden yazmak ve kayıt altına almak önemli. Ancak bu kitapta tüm kayıp ailelerinin hikayelerini bile anlatamadık. Daha fazla çalışma yapılması gerekiyor” ifadelerini kaydetti.