DerlediklerimizGüncel

NUBAR OZANYAN | Axparig! Senden Sonra…

"Senden sonra da devam etti gazeteci, çocuk ve kadın katliamı Hrant! Sanki bu ülkenin yazılı kaderidir mazlumların katliam kararları."

Sen aramızdan ayrıldıktan sonra ne adalet geldi sokaklarımıza ne de korkusuz bir gün düştü nasibimize. Devletin yüzü hiçbir zaman halklara gülen bir yüz olmadı. Korku aydınlıkta bile gelip her yanı sardı. Halklar, örgütlü bir kötülükle karşı karşıya kalarak yokluk içinde zorla soluk almaya çalışıyor. Kurtuluş fikri ve umudu onlar için henüz uzakta olsa da başka arayışların olmadığı günlere inanarak yaşamaya devam ediyoruz.

Seni arkadan vuranlar yargılanmadıkları gibi ödüllendirildi. Adalet, bir kez daha seninle birlikte yaralandı. Soykırımcı katillere kravat taktırıp meydanlara, parlamentoya salmak, elleri kollarını sallayarak dolaştırmak İttihatçı-Türklerin fıtratında vardır. Onların yargılama anlayışı, kravatlı katillerin istirahatte geçirdikleri keyifli zaman kadardır.

Hrant Axparig! Her şey baş döndürücü hızla değişiyor. İzlemekte, anlamakta zorlanıyor insan. Dünyanın çivisi çıktı! Ortadoğu’nun ayarı bozuldu. Esad rejimi 12 günde tarih oldu. Dünün DAİŞ çeteleri kravat takarak Suriye’nin yeni efendisi oldu. Zalimlerin sınır tanımaz hadsizliği arttı. İkiyüzlülük her tarafa bulaştı. Mazlumların acısı tanımsız oldu.

Senden sonra da devam etti gazeteci, çocuk ve kadın katliamı Hrant! Sanki bu ülkenin yazılı kaderidir mazlumların katliam kararları. Ne yere düşen delik ayakkabılı halini ne de seni katleden mücrimleri unuttuk. Yere düşen sadece bedenindi. Kırılan (keman) Çutagımızdı. Ancak ne umudumuzu ne hakikati arama cesaretimizi kıramadılar. Gidişinle gücümüz bir eksildi ama başımız düşmedi.

Senden sonra gün yüzlü, gül yüzlü Nazım’ı, Cihan’ı direnişin mevzisinde katlettiler. Tıpkı senin gibi, hakikati karanlıkta bırakmadıkları için güneş bakışlı iki gazetecinin kalem ve kameralarına tahammül edemediler. Tıpkı senin gibi, Nazım hevalin parçalanmış delik ayakkabılı hali, yüzünde tükenmeyen gülüşü kaldı devrimci hayalimizde. Kader mi Hrant Axparig? Bu ülkede önce delik ayakkabılı gazetecileri öldürüyorlar. Tarihini, özgürlüğünü ve hakikati arayan Kürt’ün kaderi tıpkı Ermeniler gibi yazılıyor. Kaderleri kan üzerine çiziliyor. Yüz yıldır Ermeniler gibi Kürtler de umut ve geleceklerini aradıkları için katlediliyor. Sarayın sultanlarına karşı meydan okuma kavgası zincirli, dikenli ve sonu ölümlüdür. Sonu ölümle sonuçlansa da özgürlük kavgası muktedirleri fena korkutuyor.

Hayasdan tıpkı Kürdistan gibi ciddi işgal tehditi altındadır. Daha dün petrol baronu, gaz taciri Aliyev, Güney Kafkasya’da söz sahibi olduğunu, ülkesinin ekonomik-askeri gücünün kendileri olduğunu, günümüz dünyasında güç faktörünün ön planda olduğunu, bunu kimsenin unutmaması gerektiğini “ya Zangezur’u bize siz açarsınız ya da biz gelir açarız” diyerek kabadayılığını göstermekten çekinmedi.

Hadsizliğini o kadar ileri götürdü ki, Ermenistan anayasasında değişiklik yapılmasını, Ermeni soykırımına ait her türlü sembol ve anıtın yok edilmesini söyleyecek kadar “cesur” davrandı.

Ortadoğu’nun kabadayı rolünü R.T.Erdoğan oynuyorsa Güney Kafkaslar’ın kabadayı rolünü ise şimdilik Aliyev oynuyor. İkisi de ekonomik-askeri gücün kendilerinde olduğunu, güç kimde ise sınırları, zenginlikleri, anayasayı hak ve hukuku belirleyenin kendileri olacağını belirtiyor. Pervasızlığın vardığı boyuta bak! Bilinir ki, diktatörler küstah, arsız ve hadsiz olurlar. Ancak kabadayılıkları halkların özgürlük uğruna uyanış anına kadardır.

Kürt halkı her gün kabadayı Erdoğan’ın itibarını çizerek direniyor. Rojava özgürlük savaşçıları, Tışrîn’de kahramanca savaşıyor. Hakikati ve özgürlüğü arayanlara örnek oluyor. Bugün başta Ermeni halkı olmak üzere ezilenler onlara bakarak kabadayıların çirkin suratlarının nasıl çizileceğini öğreniyor.

Ölüm ve zulümden başka yolu göstermeyen yeminli Türk faşistlerine Kürt halkı hak ettikleri dersi direnişle veriyor. Tışrîn’i geçit vermez bir direniş mevzisine çevirerek TC faşizmine büyük utancı ve ayıbı yaşatıyorlar.

Kürt halkına savaşla, tehditle “barış” sunmak isteyenlere Kürt halkı devrimci halk savaşıyla yanıt veriyor. “Onurlu yaşamak yoksa, barış da olmasın!” diyerek bedeli büyük de olsa direniş yolunu seçiyorlar. Var olmanın, demokratik haklar temelli yaşamın olmadığı yerde sahte barışı Kürt halkı kabul etmiyor, etmeyecektir.

Petrol-gaz ve din tacirlerine en anlamlı ve en değerli yanıtı Rojava halkları veriyor. Hrant Axparig! Eğer Hay halkı da sokaklarına, dağlarına bahar gelmesini, cellatların olmadığı topraklarda özgürce yaşamak istiyorsa Rojava’ya bakarak neler yapacaklarını öğrenmelidir. En iyi öğretmenin direniş, kutsal olanın özgürlük olduğu muhakkaktır.

(Yeni Özgür Politika – 14 Ocak 2025)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu