Çubuk, faşizmin Kürt halkına, Alevilere, muhalif ve devrimcilere, kadın ve LGBTİ+lara ve yaşam alanlarına sahip çıkan köylülere yönelik saldırılarının biçim değiştirse de aynı şekilde devam ettiğini dile getirerek şunları ifade etti:
“Alevilerin evleri Maraş’ı hatırlatırcasına işaretleniyor, en küçük bir adalet ve hak arayışı soruşturma ve hapis cezalarıyla bastırılmaya çalışılıyor, hakkını arayan işçinin tepesine coplar iniyor, kadınlar-LGBTİ+’lar özel bir düşmanlığın hedefi haline getiriliyor, Kürt halkına dönük saldırganlık kapsamlı bir savaş planı olarak icra edilmeye devam ediyor, doğasına sahip çıkan köylüler jandarma dipçikleriyle darp edilip, gözaltına alınıyor”
“Yaşasın birleşik mücadelemiz”
Açıklamanın devamında, “Maraş, 19 Aralık, Roboski ve ezilen halklara yönelik katliam karşısında direnişin de büyütüldüğünü vurgulayan Çubuk, şöyle devam etti: “Bu katliamlar ve onlara karşı yükselen direniş bizim kolektif hafızamızdır, maneviyatımızdır. Onlardan güç aldığımız kadar, bu barbarlık düzeninin yıkılması için gereken direniş kararlılığını da damıtıyoruz.
Çünkü onlar hangi katliam, hangi zulüm yaşanırsa yaşansın halkların direnme, zulme teslim olmama kararlılığının ifadesidir. Dün olduğu gibi bugün de yarın da bu böyledir. Tarihimizden aldığımız güçle faşizmin, zulmün üstüne yürüyecek ve onu ezeceğiz. Biz kazanacağız!” denildi.
Çubuk, açıklamanın sonrasında”Faşizmin katliamcı zihniyetine karşı mücadeleye devam edeceğiz” vurgusu yaptı. “Yaşasın devrimci dayanışma”, “Yaşasın Birleşik mücadelemiz” sloganları ve zılgıtlarla sona erdi.