İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu 528. F Eylemi gerçekleştirildi. Açıklama şube başkanı Gülseren Yöleri tarafından okundu.
Yöleri, “2021 yılında en az 46 mahpus ve 2222 yılı başından bugüne kadar ise 12 mahpus ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi hasta mahpus listesinin yer aldığı açıklamasında; Nisan 2022 itibarıyla Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta mahpus olduğuna dikkat çekmiş ve hasta mahpuslara ilişkin aşağıdaki talepleri sıralamıştır.” şeklinde başlayarak, taleplerini sıraladı;
“Halen hapishanelerde bulunan ağır hasta mahpusların tümü tam teşekkülü herhangi bir hastane raporuna istinaden derhâl salıverilmeli, tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmeli ve sağlık sigortası devlet tarafından karşılanmalıdır;
Adli Tıp Kurumu, sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporunda son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır…
Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmeli, hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki “toplum güvenliği bakımından tehlike” kriteri kanundan çıkarılmalıdır;
Cumhurbaşkanının sağlık sebebi ile mahpusları af yetkisini düzenleyen genelgesi değiştirilmeli, Cumhurbaşkanı ağır hasta mahpuslar ile ilgili yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanmalıdır.
Türkiye’nin mevcut infaz rejimi BM Mandela Kurallarına uyumlu hale getirilecek şekilde değiştirilmeli, (…) infazda ayrımcılığa son verilmelidir.”
Ağır tecrit uygulaması içeren, mahpusların tek başlarına tutulduğu, askeri disipline zorlandığı S tipi hapishanelerdeki uygulamalarla, hasta mahpusların sağlığa erişimindeki sorunların daha da ağırlaştığı bilinmektedir. Yetkililerin duyarsızlığı ve sorumsuz yaklaşımları ile bütün hapishanelerde hasta mahpuslar ölüme terk edilmekte, çaresiz bırakılmaktadırlar.
Bu duyarsızlığa dikkat çekmek ve mahpusların sağlık ve yaşam haklarını korumak isteyen mahpus ailelerinin Diyarbakır, Van ve İzmir’de sürdürdükleri nöbet eylemleri, İstanbul, Adana ve çeşitli kentlerde hapishane önlerinde yapılan açıklamalarla yaygınlaşarak devam etmektedir.
Açıklamada, “F OTURMASI’nda bu hafta, halen İzmir Şakran 3 Nolu T Tipi Hapishanesi’nde tutulan 26 yıllık hasta mahpus Abdurrahman Yıldırım’ in durumunu paylaşıyoruz” denilerek, Yıldırım’ın yaşadıkları üzerine aktarımlar yapıldı.
“1996 yılından bu yana hapiste tutulan Abdurrahman Yıldırım, yakalandığında yaşanan bir patlama nedeni ile başına isabet eden 4 şarapnel parçası nedeni ile ameliyat edilmiş, iki parça çıkartılmış, ancak müdahale edilmesi durumunda hayati risk yaratacak olan beyin zarına yakın iki parça çıkartılamamıştır. Yıldırım, bu durumun yarattığı ve gün be gün ağırlaşan ciddi risk ve rahatsızlıklarla yaşamını sürdürmek durumunda kalmıştır.
Rahatsızlığına ve rahatsızlığının gerektirdiği özenli tedavi ve bakım ihtiyacına rağmen Elbistan E Tipi, Konya E Tipi, Sincan F Tipi, Buca Kırıklar, Bolu F Tipi, Sincan F Tipi ve İzmir Şakran T Tipi Hapishanelerine sevk edilen Yıldırım, Sincan’a götürüldüğü sırada ring aracının kaza yapması sonrası yaralanarak bir süre hastanede tedavi görmüş, ancak hemen ardından halen tutulmakta olduğu İzmir Şakran 3 Nolu T Tipi Hapishanesine gönderilmiştir.” denildi.
Yöleri yaptığı açıklamada, “Ailesinin komisyonumuza verdiği bilgiye göre: Tedavisi engellenmekte ve sürekli kullanması gereken ilaçların verilmemektedir. Ankara Devlet Hastanesi tarafından ‘ Cezaevinde Kalamaz Raporu’ verilmesine rağmen, Yıldırım tek kişilik hücrede tutulmaktadır.
İzmir Barosu önünde başlatılan Hasta Mahpuslar için Adalet Nöbeti eylemine katılan annesi yaptığı açıklamada; “Oğlumun kullandığı ilaçlar kendisine verilmiyor, oğlumun tam teşekküllü bir hastanede tedavi olabilmesi için serbest bırakılması gerekiyor” demiş, Cumhurbaşkanlığına seslenerek: “ellerini vicdanına koysunlar, biz anneleri dinlesinler, yüreğimiz yanıyor, adalet nöbeti keyiften başlamadı. Hapishanelerdeki tutuklular üzerindeki baskının son bulması gerekiyor, oğlum 26 yıldır bu şekilde yaşamaya çalışıyor bir çözüm bulunsun…” çağrısında bulunmuştur.
Ankara Devlet Hastanesi tarafından verilen ‘ Cezaevinde Kalamaz’ raporuna rağmen hapiste tutulan ve tedavisi aksatılan Yıldırım’ın sağlık ve yaşam hakkı ağır tehdit altındadır.