Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 30 Mart 1972 Kızıldere katliamına dair bir açıklama yaparak, katledilenleri anarken, bugün yaşanan tüm katliamların, savaşların, yıkımların ve felaketlerin nedeni olan kapitalist modernizme karşı Kızıldere’nin ruhu ile sarılmak ve mücadelemizin ortaklaştırmanın önemli olduğu vurgusu yaptı.
HDK, açıklamasında, “Türkiye devrimci hareketinin en değerli kadroları ve yoldaşları 30 Mart 1972 Kızıldere’de katledildi. Toplumsal ve siyasal mücadeleler tarihimizin trajik anlarından biri olarak toplumsal belleğimizde yaşamaya devam ediyor. Kızıldere, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) için kederle anımsayacağımız bir mağduriyet değildir. Kızıldere’den bize kalan 1971 isyanının öncülerinin, kontr-gerilla güçlerine karşı destansı direnişinin mirasıdır” şeklinde başladı.
Açıklama, “Aramızdan ayrılışlarının kırk sekizinci yılında 10’ları dinmeyen bir özlem ve gururla anmamız işte bundan: Ana akım siyaset darbeye teslim olur ve halkın zulme karşı boyun eğmekten başka bir yol kalmadığını öğütlerken, 10’lar yeni bir yol açmak için devrimci bir ruh ve cesaretle eyleme geçerek her şeylerini bu uğurda feda etmekten kaçınmamışlardı” şeklinde devam etti.
HDK açıklamasında, Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp’in zamanın aşındıramadığı fedakârlıklarının başka bir özgül anlamı da, hayatları son bulurken Türkiye devrimci hareketini yaran siyasal farklılıkları aşmayı vaad eden daha büyük bir devrimci enerjiyi harekete geçirmeyi başarmış olmaları olduğu dile getirerek, “10’lar Kızıldere’de, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın yaşamını kurtarmak uğruna kendi yaşamlarını feda edenler devrimcilerdi. 10’ların Kızıldere’de tüm devrimci harekete bıraktıkları vasiyet -özgürlük uğruna ortak mücadele- hala yerine getirilmeyi bekleyen asli görevimizdir” dedi.
“Kızıldere’nin devrimcilerinin tarihsel öyküsü bizlere cesaret ve esin kaynağı olmaya devam ediyor”
Açıklamada son olarak, “HDK mücadelesine başladığı günden beri, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençlerin, işçilerin, yoksul köylülerin, kent yoksullarının ve kendi öznesi olamayan her kesimin özgürlük ve eşitlik mücadelelerini birleştirerek somutta AKP’nin tek adam diktatörlüğü olmak üzere Ulus-Devlet anlayışına karşı bir halk hareketi kurmak için çaba gösteriyor.
HDK, Türkiye ve Kürdistan’ın toplumsal ve demokratik muhalefet güçlerini birleştirir ve bu birleşik halk hareketi yaratmak üzere eyleme çağırırken, Kızıldere’nin devrimcilerinin tarihsel öyküsü bizlere cesaret ve esin kaynağı olmaya devam etmektedir. HDK 10’ların vasiyetinin Anadolu ve Mezopotamya’nın bütün dillerine -Türkçe ’ye, Kürtçe ’ye, Arapça ’ya, Çerkezceye, Ermenice ’ye, Lazca ’ya- tercümesi ve bütün ezilenlerin haykırışlarında dillendirilmesi için mücadele ediyor.
Halklarımız da, Sur ‘da, Gever ‘de, Silopi’de, Cizre’de olduğu gibi, Cerattepe’de, Hopa’da, Gezi’de diktatörlüğün saldırılarına göğüs gererken 10’ların ayak izlerini takip ediyor!
Bugün yaşadığımız tüm katliamların, savaşların, yıkımların ve felaketlerin nedeni olan kapitalist modernizme karşı Kızıldere’nin ruhu ile sarılmak ve mücadelemizin ortaklaşarak devrimci tarihimizden aldığımız güç ile devam edeceğine olan inancımız ile Kızıldere’de katledilen yoldaşlarımızı sonsuz özlem ve sevgi ile anıyoruz” denildi.